Anatoliy Tymoshcuk, gösterişsiz ama yanıltmaz bir görev adamı misyonuyla futbol kariyeri süresince istikrarlı bir önlibero profili çizmiştir. Kayarak yaptığı top çalmalar, fiziksel gücü, takım oyununa yatkınlığı, çalışkanlığı, kararlılığı ve pozisyon alma öngörüsüyle birlikte dâhil olduğu her takımda as yâhut rotasyon oyuncusu olarak olumlu izler bırakmış bir isim. Tymoshchuk'un defansif meziyetleri dışında en dikkat çeken özelliği kesinlikle fiziksel gücü ve zindeliğiydi. Anatoliy, kariyeri boyunca sakatlıklar sebebiyle 0 maç kaçırdı. Evet yazıyla da ifâde edeyim "sıfır maç." Tymoshchuk'un en zayıf yönü pas tercihleri olsa da ironiktir ki teknik açıdan yokları oynayan bu oyuncu başta penaltılar olmak üzere içerisinde şut aksiyonu olan tüm duran toplarda güvenilir bir ayak olmuştur.
Anatoliy, saha içinde tam anlamıyla gerçek bir savaşçıydı. O bir general değildi. Oyuna doğrudan etki edecek yetenekleri olmasa da kendisiyle özdeşleşen 44 numaralı forması, dinamoluğu ve caydırıcı defansif hamleleriyle; düzlüğün, gösterişsizliğin konforunu bizlere izletti. Fazlasıyla defansif denilebilecek bir önliberoya nazaran kariyerine 65 gol sığdırmasıyla "kalas, takımın hamalı" yakıştırılması yapılmayacak bir futbolcu olduğunu kanıtladı. Anatoliy'nin sürpriz golcülüğüne en iyi örnek 2007-2008 sezonunda Zenit formasıyla attığı 5 gol ile Rusya Kupası gol kralı olmasıdır. Anatoliy bu zaferini; Arshavin, Pogrebnyak, Pavlyuchenko, Vagner Love, Kerzhakov gibi tek işi skor üretmek olan isimlere rağmen elde etmiştir.
Anatoliy'nin, Ukrayna futbolu için "ilk ve en" niteliği taşıyan iki kayda değer kariyer detayı bulunuyor. Anatoliy, hem Şampiyonlar Ligini hem Avrupa Ligini hem de Uefa Süper Kupasını kazanan tek Ukraynalı futbolcudur. Aynı zamanda 144 maç ile ülkesinin milli maç rekortmenidir.
Şimdi, oyuncunun kariyerini derinlemesine ele alalım.
Anatoliy futbola 1995 yılında Volyn altyapısında başladı. Üç sene sonra ülkesinin dev kulübü Shakhtar'a transfer oldu. Shakhtar'da başarı dolu geçen 9 sezonun ardından, 14.5m€ bonservis bedeliyle Zenit'e transfer oldu. Zenit'te, takımın önemli bir parçası olması hâricinde kaptanlık pazubandını da koluna geçirmişti. Zenit'in, Uefa Avrupa ligi kupasında zafere koştuğu 2008 senesinde, Bayern Münih ile oynanan yarı final maçlarında ve Rangers finalinde, kaptanlık hep Tymoshchuk'taydı. Ayrıca Anatoliy, turnuva boyunca sahaya sürülmediği 2 maçı saymazsak forma giydiği tüm maçlarda 90 dakika görev yaptı. Tartışmasız bir istikrar abidesi. Zenit, böyle bir form durumunun ardından kaptanını daha fazla elinde tutamadı. 2009 yaz transfer döneminde Bayern Münih, 11m€ karşılığında Anatoliy'i kadrosuna kattı.
Anatoliy, Bavyera ekibinin formasını 4 sezon terletti.
Genellikle rotasyon oyuncusu statüsünde şans bulabildi. İlk sezonunda Van Bommel ile girdiği forma yarışında, rakibinden daha etkili ve formda olmasına rağmen Louis Van Gaal'in hemşehricilik tutkusunun kurbânı oldu. Dolayısıyla ilk sezonunda çok sınırlı süre alabildi. Van Gaal hatasını anlamış olacak ki 2010-2011 sezonunda Anatoliy'e daha fazla süre verdi fakat stoper olarak... Van Gaal'in, engin fantezi dünyasının bir kurbanı olan Anatoliy 20 maçta stoper olarak görev yaptı. Bayern bu maçların beşini kaybetmişti. Anatoliy, herkese ve her şeye rağmen özverisiyle göz doldurdu.Ukraynalı dinamo, Van Bommel ve genç Brezilyalı Luiz Gustavo'ya beklenen üstünlüğü kurmuştu. Anatoliy'nin üçüncü sezonunda takımın başına, Bayern'in yıllar sonra vefâda kusur edeceği Jupp Heynckes geçti. Heynckes, Gustavo'ya daha çok şans tanısa da Anatoliy takımın uzun fikstüründe kullanışlı bir sigorta oldu. 2012-2013,Anatoly'nin Bayern'deki son sezonu olması hâricinde oyuncunun kariyerinde, başarı bakımından da en prestijli sezondu. Anatoliy, Panzerler ile son sezonunda hem Şampiyonlar ligi kupasını hem de Bundesliga'yı kazandı. Bu kritik başarıların yanında Bayern aynı sezon, Alman Kupasının ve Almanya Süper kupasının da gâlibiydi. Heynckes, bir önceki sezon olduğu gibi Anatoliy'i yine rotasyonda değerlendirdi ve Javi Martinez'e öncelik tanıdı. Orta sahanın merkezinde ise Schweinsteiger, takımın en kilit orta sahası Toni Kroos'un, 33 maçlık yokluğunda, eşsiz bir dominasyon örneği sergiliyordu. Anatoliy, başarı bağlamında tatmin edici ama süre ve etki özelinde buruk geçen Almanya mâcerâsından sonra Zenit'e geri döndü.
Rusya'daki İlk sezonunda eski günlerine nâzire yaparcasına bir grafik çizdi. İkinci sezonunda ise formayı Axel Witsel ve kulübün o dönemki rekor transferlerinden, şimdinin Benfica yardımcı antrenörü Javi Garcia'ya kaptırdı. Futbolda duygusallığa yer yoktu ve Zenit yeni bir kadro yapılanması zihniyetini benimsemişti. Anatoliy'nin artık ikinci adam olmaya tahammülü yoktu. Oyun içi dinamizmini yaşı sebebiyle kaybetmesinden dolayı banko oynayabileceği bir kulüpte futbola vedâ etmek istiyordu.
Yeni durağı, Kairat Almaty'di. İlk senesinde, kariyer sezonunu oynayan Bakayev'den formayı alamadı ama ikinci sezonunda ilk 11'in müdâvimlerinden oldu ve 2017'nin şubatında 38 yaşında, oynadığı her takımda en az bir kupa kazanma geleneğini bozmayarak futbola vedâ etti.
Anatoliy tartışmalı bir futbolcu, kariyer olarak değil politik tavır olarak. Ülkesinin Rusya ile yaşadığı olaylara rağmen hâlen Zenit'te yardımcı antrenörlük görevini sürdürmektedir. Ukrayna futbol federasyonu ise misilleme olarak Anatoly'nin kendi ülkesinde kazandığı tüm ünvanları geri almıştır.
Bu adamı çok severdim konsol oyunlarında nedense verileri çok yüksek olmamasına rağmen hep oynatırdım bir türlü hak ettiği şansı bulamadığını düşünüyorum yazı sayesinde Anatoliy hakkında çok fazla şey öğrendim elinize sağlık
YanıtlaSil