Aduriz, hiçbir zaman A sınıfı bir santrfor olamadı fakat o tıpkı; Defoe, Sheringham, Luca Toni, Quagliarella minvalindeki isimler gibi istikrarlı bir "lig golcüsü" olarak akıllarda yer edindi. Aduriz ya da Baskların tâbiriyle El Zorro'yu ele alacağız. Futbolun son net dokuzlarından ve klasik santrforlarından Aduriz, çocukluğundan beri sporla iç içe büyüdü. 9 yaşında, ulusal kros şampiyonasında ikincilik derecesi elde etse de onun aklı futboldaydı. Topsuz oyun becerisi, defans bloğunu yıpratan koşuları, kanat oyuncuları için David Villa'yı andıran pas köprüsü olabilme özelliği, çalışkanlığı, karar alma cesareti ve bir santrfor için olmazsa olmaz her dâim rakipleri için tehdit arz eden son vuruş becerisiyle Aduriz, La Liga'nın en özel santrforları arasındadır.
Aduriz, bir santrfor için çok da uzun sayılamayacak (1.81) boyuna rağmen oyun karakterinde, pivotal özellikler de taşıyordu. Pivotların fiziksel gücüne sahip olamayışını bilhassa gençlik döneminde sâhip olduğu hızı ve tekniği ile telâfi ediyordu.
Ayrıca Aduriz'in son vuruşlar ve topsuz oyun hâricinde en iyi yaptığı şey tartışmasız kafa vuruşlarıydı. Aduriz, bir benzerini Luuk De Jong'ta da gözlemlediğim kafayla topa yön verme sanatının kusursuz icrâcılarındandı. Xavi Hernandez, Aduriz için gördüğüm en iyi kafa vuruşçusu demiştir. Efsane Xavi'nin kariyeri boyunca; Ruud, Drogba Van Persie, Lewa, Suarez, Ronaldo, Zlatan, Falcao, Gomez, Pizarro gibi üst düzey hava hâkimiyeti olan oyuncularla mücâdele ettiğini göz önünde bulundurursak Aduriz'in ne denli eşsiz bir "hava bitiricisi" olduğunu anlamış oluruz.
Şimdi sırada, Aduriz'in kariyerini derinlemesine ele almak ve futbol serüvenindeki önemli detaylara ışık tutmak var.
Aduriz kairyerine, Bask bölgesinde yer alan Antiguoko altyapısında başlamıştır. Kısa süre içinde bir başka Bask kulübü Aurrera'ya transfer olmuştur. Aurrera'daki bir yıllık sürecin ardından yıllar sonra efsânesi olacağı- evet yıllar sonra çünkü Aduriz'in Bilbao'daki ilk iki dönemi son derece vasattır- Athletic Bilbao'ya imza attı. El Zorro'nun, I. Athletic dönemi başlamıştı.
Aduriz, Athletico'daki ilkbaharında sadece 251 dakika süre alabildi. Bulduğu şansa paralel olarak fileleri hiç havalandıramadı. Yeni durağı, alt liglerin müdâvimi Burgos oldu. Burgos'ta geçen gözlerden uzak bir sezonun ardından Valladolid, Aduriz'i renklerine bağladı. Real Valladolid, geçen sezon ligten düşmüştü. Ekonomik sorunlar nedeniyle Oscar Gonzalez ve Juan Manuel Pena gibi takımın kilit isimlerine vedâ etmek zorunda kalmışlardı. Bedelsiz ve genç transferleri yağmalıyorlardı. Aduriz de bundan nâsibini aldı. Valladolid bir an önce, üst lige çıkmak istiyordu. Aduriz, takımının üretkenliğine rağmen çıktığı 13 maçta 9 kez rakiplerine santra yaptırdı fakat tüm bu çabalar Valladolid'i üst lige taşımaya kâfi gelmedi. Nitekim Aduriz, her ne kadar kendisini henüz ispatlayamamış olsa da en azından ikinci lige fazla geldiğini anladı ve 2005 yılı ara transfer periyodunda yeniden Athletic Bilbao'nun yolunu tuttu. Basklarda, II. Aduriz Dönemi başlamıştı.
Aduriz, artık 25 yaşındaydı. Athletic Bilbao kendisine bir şans daha vermişti. Bir buçuk sene ikinci ligte oynamasına rağmen yeniden üst sıra iddiası bulunan bir takıma yolu düşmüştü. Bu durak onun kariyeri için gerçek bir yükseliş yahut düşüş ciddiyeti taşıyordu. 2006 senesinde, ara transfer sezonunda dâhil olduğu Bilbao'da 6 gol attı ve takımının, bu denli kısa bir sürede sezon boyunca en çok gol atan oyuncusu oldu. Athletic, ligi 12. sırada tamamlamıştı. Durum, berbattı. Bir sonraki sene işler daha kötüye gitti ve Athletic, ligi 17. sırada bitirdi. Târihinde, hiç küme düşmemiş Athletic Bilbao, bu kâbustan atbaşı bir farkla kurtulmuştu. Basklar, ligin son maçında Levante'yi yenemeseydi ikinci lige merhaba diyeceklerdi. Aduriz, mevzubahis maça 55. dakikada dâhil oldu ve stoper Jose Serrano'ya ters bir vuruş yaptırarak takımını öne geçirdi. Bilbao maçı 2-0 kazandı. Aduriz'in, ikinci Athletic Bilbao döneminin son sezonunda; iki senedir kısır orta saha ve cılız kanatlarının faturasını çok ağır ödeyen Bask kulübü, kadrosunu Susaeta, Fernando Llorente gibi isimlerle bir nebze olsun toparlamıştı. Aduriz, sezonu Llorente'nin gölgesinde tamamladı. Fernando Llorente, Bilbao'da krallığını ilân etmek üzereydi. Bu önlenemez dominasyonu fark eden Aduriz, daha çok süre alabileceği bir kulübe transfer olma kararı aldı. Hâlbuki Athletic, Bask santrfor kıtlığı sebebiyle kara gün dostu Aduriz'i kadrosunda tutmaya çok hevesliydi.
Tüm bu gelişmelerin ardından Aduriz, bir sene önce La Liga gol kralı çıkarmış olan Mallorca'yı tercih etti. Bir önceki sezonun gol kralı Daniel Güiza, Fenerbahçe'ye gitmişti. Manzano, yeni kralını arıyordu ve bu isim Aduriz'den başkası değildi. Aduriz; Bilbao'da kalabilirdi, Mallorca'dan farklı bir İspanyol kulübüne gidebilirdi ya da tüm bu olasılıkları terk edip farklı bir ülkede futbol oynayabilirdi. İlk ve son ihtimaller daha mâkûl görünse de Aduriz bir santrfor için o dönemin en elverişli takımına dâhil olmuştu. Mallorca, yalnızca bir önceki sezonun gol kralını kendi kadrosundan çıkararak büyük bir başarıya imza atmakla kalmamış, daha önce Eto'o gibi bir süperstarın yıldızını parlatıp Barcelona'ya yolcu etmesiyle de kadrosunda bulunmaya aday santrforlara olumlu bir referans sunmuştu. Aduriz, Mallorca'da düzenli şans buldu ve ortalama bir performans sergiledi. Taraftarına, Güiza'nın o tek seferlik müthiş sezonunun heyecânını yaşatamadı fakat çıktığı 78 maçta 24 gol atarak Mallorca ayarında bir takım için azımsanmayacak bir katkı sundu. Mallorca'daki ilk sezonunda Jurado'nun, ikinci sezonunda ise Borja Valero'nun besleyici oyun kimliği skor bulması yolunda, onun en büyük kozu oldu. Mallorca'da geçirdiği iki sene boyunca, mevkidaşı Webo'yu geride bırakarak her sezon takımının en çok gol atan ismi oldu.
2010 yılında, Aduriz'in sondan bir önceki durağı Valencia oldu. Valencia, Soldado-Aduriz ikilisinin rekâbetinden verim almak istiyordu. Üstelik Soldado ve Jonas ikilisi uzun maç fikstüründe devamlılıklarını korumakta zorlanabilirlerdi. Genç, Alcacer ise henüz çok deneyimsizdi. Tüm bu sebepler, Aduriz'in yolunu Mestalla'ya düşürdü. Valencia, orta sahada Mata ve Pablo Hernandez gibi hücum odaklı isimlere sâhipti. Orta alanın merkezinde ise Tino-Banega ikilisi oldukça güven veriyordu. Önliberoda ise kulübün efsanesi Albelda vardı. Valencia, 2000-2010 yılları arasındaki kadrolarından ve David Villa-David Silva ikilisinin ayrılığından beri en görkemli kadrosunu inşâ etmişti. Yarasalar, Adurizli iki sezonda da ligi 3. sırada bitirdi. Aduriz bu süreçte ilk şampiyonlar ligi golünü de attı. İlk sezonunda Soldado'yu sollayamasa da düzenli olarak şans bulabildi. Özellikle çift santrfor dizilişli maçlarda, yaptığı aldatıcı koşular, bilinçli bir şekilde markajda kalması-yani demarke olmaması- ve pivotal özellikleriyle matador partnerinin işini oldukça kolaylaştırmıştı. Aduriz, Valencia'da yolunda devâm ederken Bilbao, takımın golcüsü Llorente'nin ayrılık ihtimaliyle yüzleşiyordu. Aynı sezon Javi Martinez'in, ayrılmasıyla da taraftarın yönetime olan infiali doruğa ulaşmıştı. Aduriz için ise Bilbao, bir yuvaya dönüş ve daha konforlu, çok daha az yorulacağı forma rekâbeti anlamına geliyordu. Eskiye nazaran Bilbao; Herrera, Muniain, De Marcos, Etxebaria gibi oyuncularla çok daha güçlenmişti.
Aduriz'in kariyerindeki ilk ve son zirvesi başlıyordu...
Aduriz Athletico'daki, özellikle 2015'ten sonra kariyer zirvesini yaşadığı son sekiz sezonunda toplam 139 gol attı. Efsânesi olduğu kulübe, önceki gelişlerinde ya çok kötü kadrolara denk gelen ya da rotasyona mahkûm olan Aduriz'in son sekiz sezonu; üniversitelerde santrfor yetiştiriciliği diye bir bölüm olsa ders olarak okutulur ve vize/final kredisi de çok ama çok yüksek olurdu...
Aduriz, kariyerindeki tüm başarı ünvanlarını bu dolu dolu geçen 8 sezon sâyesinde kazandı.
1- 172 gol ile Athletic Bilbao târihinin en golcü ikinci oyuncusu oldu. Zirve, 283 gol ile Telmo Zara'ya âittir.
2- 34 gollle Bilbao'nun, Avrupa kupalarında en çok gol atan oyuncusu.
3- Athletic Bilbao formasıyla gol atmış en yaşlı oyuncu (38 yıl 6 ay 15 gün) olma ünvanı da Aduriz'e âittir. Hâlen, Athletic Bilbao kadrosunda yer alan Raul Garcia, önümüzdeki sezon da futbola devam ederse bu rekoru kırma şansını elinde bulunduracaktır.
4- 28 gol ile Uefa Avrupa liginin en golcü 5. oyuncusu Aduriz'dir.
Ayrıca Aduriz, Radamel Falcao ve Alan Shearer ile birlikte 2 kez zirveye ulaşarak Uefa Avrupa ligi târihinin en fazla "gol krallığı" yaşamış üç oyuncusu arasındadır.
Aduriz, başarılarla geçen son sekiz senesinde, 2015-2016 sezonunda attığı 36 golle kariyer rekorunu kırmıştır. Ayrıca Athletic Bilbao aynı sezon, İspanya Süper kupasını da müzesine götürmüştür.
Aduriz, kariyeri boyunca çok sık sakatlık yaşayan bir isim olmasa da özellikle 2014 senesinde yaşadığı sakatlıktan itibâren gençlik yıllarındaki süratini büyük oranda kaybetti. Fizik gücü ortalama olan ve süratini de yeni yeni yitiren Aduriz'in, Pique tarzında ağır stoperlere karşı zorlanması beklenemezdi. Elbette ki El Zorro'nun en çok zorlandığı savunmacı Ramos'tu. Aduriz bir röportajında "Ona çok saygı duyuyorum. Ona karşı defalarca kez oynamak bir kâbustu." Demiştir.
Son-
Aduriz tıpkı; Luca Toni, Quagliarella, Rickie Lambert, Henrik Larsson ve Jamie Vardy gibi geç yaşta açılan golcülerdendi. Del Bosque'nin, yazdıklarımı özetleyen şu sözleriyle Aduriz portresi daha ihtişamlı olacak:
"Aduriz, bir santrforun, nasıl olması gerektiğinin prototipi."
İspanya futbolunu seviyorum ve Bilbao favori kulübüm adurizle ilgili denk geldiğim tek Türkçe kaynak bu oldu ve oldukça kapsamlı teşekkürler blogu lütfen daha aktif kullanmanızı diliyorum
YanıtlaSil